Ömer Turan:“Ardahan’ın Yaylaları ve Ovaları Madenden Daha Değerlidir”

Göle Doğa ve Kültürel Varlıkları Koruma Derneği Başkanı, Gazeteci-Yazar Ömer Turan, Koza Holding’in Ardahan Büyükaltunbulak Köyü’nde altın ve bakır madeni açma girişimine karşı verdikleri mücadelenin sonuç verdiğini ve projenin Ardahan Valiliği tarafından reddedildiğini açıkladı. Yaklaşık bir yıl önce ÇED başvurusu ile gündeme gelen maden projesine karşı kamuoyunu bilgilendirdiklerini belirten Turan, en büyük tepkinin köylülerden geldiğini vurguladı. “Köylülerimizle birlikte her yerde maden çalışmasını istemediğimizi dile getirdik. Çünkü dağlarımız, ovalarımız, sularımız madenden daha değerlidir” dedi. Turan, madenlerin bölgeye kalıcı zararlar verdiğine dikkat çekerek, “Çıkarılan madenden devlet yalnızca düşük bir pay alıyor, asıl kazancı yabancı sermaye elde ediyor. Maden cevheri tükendiğinde ise geriye susuz, kurak, canlı yaşamayan bir doğa kalıyor; insanlar yurtlarını terk etmek zorunda kalıyor” ifadelerini kullandı. “Doğanın Nimetleri Sınırsızdır” Doğayı koruma mücadelesinde birçok tecrübe edindiklerini belirten Turan, Ardahan’ın endemik bitkiler, göçmen kuşlar, yaban hayvanları ve nadir balık türleri açısından eşsiz bir zenginliğe sahip olduğunu dile getirdi. Çayır ve meraların da benzersiz olduğunu hatırlatan Turan, “Doğanın nimetleri sınırsızdır, biz de bu nimetleri gelecek nesillere aktarmak için mücadele edeceğiz” dedi. Sosyal medyada “doğasever” görünerek emeksiz kahramanlığa soyunan bazı kesimlerin varlığını da eleştiren Turan, gerçek mücadelenin sahada verildiğini söyledi. “Daha Çetin Mücadeleler Kapıda” Koza Holding’in projesinin reddedilmesinin önemli bir kazanım olduğunu belirten Turan, 2030 yılına kadar ruhsatların devam ettiğini ve yeni projelerin gündeme gelebileceğini hatırlattı. Ayrıca Cengiz Holding’in de bölgedeki rezervlere ilgi gösterdiğini ifade ederek, “Bu da önümüzdeki yıllarda daha çetin mücadelelerin bizi beklediğini gösteriyor” dedi. Turan, açıklamasını şu sözlerle tamamladı: “Altunbulak’ta, Gevrik’te yaşayan, yağmurunda ıslanan, kışında üşüyen gerçek emekçilerle birlikte siyanürlü ya da siyanürsüz her türlü maden çalışmasına karşı direneceğiz. Bilindik bir sloganla bitirmek istiyorum: Direne direne kazanacağız!”