Televizyon sektöründe tekelleşme suçlamasıyla gözaltına alınan ancak 12 yıl önceki Gezi Parkı eylemlerinde sanatçıları yönlendirdiği suçlamasıyla tutuklanan ve 248 gündür cezaevinde bulunan menajer, ID iletişim sahibi Ayşe Barım, İstanbul 26. Ağır Ceza Mahkemesi’nde yargılandı.Bugünkü duruşmada aralarında Halit Ergenç, Bergüzar Korel, Selma Ergeç, Dolunay Soysert, Nejat İşler, Mehmet Günsür, Zafer Algöz, Hümeyra’nın da bulunduğu oyuncular tanık olarak dinlendi. Tanıklar, Gezi Parkı’na özgür iradeleri ile gittiklerini belirterek, yönlendirme iddialarını reddetti.İHBARCI: KENDİM BİR ŞEY GÖRMEDİMDuruşmada Ayşe Barım’ı ihbar ettiği için dinlenen tanık Sedat Gün SEGBİS ile bağlandı. Mahkeme başkanı “Emine Ayşe Barım’ı tanıyor musun?” diye sordu. Gün, Barım’ı sosyal medya ve televizyondan tanıdığını söyledi ve “İhbar ettin mi?” sorusunu ise “Sosyal medyada gördüklerimi yazdım, içeriğini hatırlamıyorum” diye yanıt verdi. Mahkeme başkanı ardından ihbar mektubunu okudu. Sedat Gün, “Sosyal medyada gördüklerimi vatandaşlık görevimi yerine getirmek için topladım yazdım, kendim bir şey görmedim” dedi.CHP İstanbul İl Başkanı Özgür Çelik, CHP milletvekilleri Sezgin Tanrıkulu, Ali Gökçek ve PM üyesi Baran Seyhan’ın da izlediği duruşmada mahkeme heyeti, Ayşe Barım hakkında ev hapsi ve yurt dışı yasağı şeklinde adli kontrolle tahliye kararı verdi.TANRIKULU, İHBARCIYA DİKKAT ÇEKTİDuruşmayı izleyen CHP Diyarbakır Milletvekili Sezgin Tanrıkulu, dinlenen ihbarcıya dikkat çekti. Duruşmada 5 sayfalık bir ihbar mektubunu değil de 2 kelime dahi yazamayacak bir ihbarcının dinlendiğini belirten Tanrıkulu, “Dolayısıyla o ihbarın aslında yani anayasa maddeleri, yasa maddelerinin içinde olduğu bir ihbarın, yani o şahıs tarafından yazılamayacağı kanaati bende bir kez daha oluştu. Dolayısıyla şu yapılıyor yurttaşlarımız aleyhine. Bir eski hükümlü suçlu bulunuyor veya bir kriminal işlere bulaşmış birisi bulunuyor. Yazı yazılıp işte ihbarda bulunuyor ve bununla soruşturma başlatıyor yurttaşlarımız aleyhine. Bunu bir kez daha gördük. Yani herkesin kişi özgürlüğü ve güvenlik hakkının nasıl tehlikede olduğunu bu düzende bir kez daha gördük” dedi. Çağlayan’daki İstanbul Adliyesi önünde ANKA’ya açıklama yapan Tanrıkulu şunları söyledi:”HUKUKA UYGUN OLMAYAN BİR BİÇİMDE TUTUKLANMIŞTI”*24 Ocak’ta tutuklanmıştı, bugün 248 gündür özgürlüğünden yoksundu. Aslında 12 yıl önce gerçekleşmiş ve bitmiş olan Gezi itirazıyla ilgili tamamen absürd bir biçimde hukuka uygun olmayan bir biçimde tutuklanmıştı. Tutuklanmasının nedeni bana göre içinden geçtiğimiz bu olağanüstü dönemde sanatçılara aslında bir mesajdı aktörlere, artistlere bir mesajdı.*Sonuçta Türkiye’nin en önemli aktörlerine kendisi menajerlik yapıyordu ve işlemediği bir suçtan dolayı tutuklandı. Şu demek istenmişti tutuklanmayla. Bakın 12 yıl önceki bir olaydan dolayı da hiçbir delil olmadan biz insanları tutuklarız.*Dolayısıyla bu süreçle ilgili olarak herhangi bir şeyi ifade etmeyin, kamuoyunu etkileyecek herhangi bir tutum içerisinde olmayın denildiği için Ayşe Barım sembol bir isim olarak diğer benzer isimler gibi iş camiasından, hukuk camiasından insanlar gibi tutuklandı ve gerçekten de hakkında hukuka uygun hiçbir delil ikame edilememişti ve sağlığı, yaşam hakkı teyit altındaydı.*Bugün nihayet ev hapsiyle yurt dışı yasaları tahliye edildi. Bu çok gecikmiş bir tahliye. Belki de cezaevinde çok daha ağır sorunlarla karşı karşıya kalabilirdi. Hiç olmazsa bugünden sonra seçtiği ve kendisinin karar vereceği bir hekimle çok ağır ve yaşamına mal olacak sağlık sorunlarını giderme imkanına kavuşabilecek.*Bugün duruşmada 12 sanatçı dinlendi ve yine yazar ve yayıncı Enver Aysever dinlendi. İhbarda bulunan ne olduğu belli olmayan yani 5 sayfa bir ihbar mektubunu değil de 2 kelime bir yazıyı yazamayacak bir ihbarcı dinlendi. Dolayısıyla o ihbarın aslında yani anayasa maddeleri, yasa maddelerinin içinde olduğu bir ihbarın, yani o şahıs tarafından yazılamayacağı kanaati bende bir kez daha oluştu.*Dolayısıyla şu yapılıyor yurttaşlarımız aleyhine. Bir eski hükümlü suçlu bulunuyor veya bir kriminal işlere bulaşmış birisi bulunuyor. Yazı yazılıp işte ihbarda bulunuyor ve bununla soruşturma başlatıyor yurttaşlarımız aleyhine. Bunu bir kez daha gördük. Yani herkesin kişi özgürlüğü ve güvenlik hakkının nasıl tehlikede olduğunu bu düzende bir kez daha gördük. Tabii benim şahsi sevincim gerçekten ağır sağlık sorunları yaşayan bir yurttaşımızın bir kadının bugün tahliye olmuş olmasıdır.*Yoksa bu tahliye aslında ve bu dava Türkiye’de hukukun ve yargının nasıl siyasetin etkisi altında olduğunu bir kez daha göstermiştir bana göre.
GENEL
Az önceGÜNDEM
Az önceEKONOMİ
Az önceEKONOMİ
Az önceSPOR
Az önceSPOR
Az önceGENEL
Az önce